Koçlukla Mentorluk Arasındaki Fark
Bu blog sayfasında bazen kendi deneyimlerimi bazen de sizlerden gelen soruların cevaplarını
paylaşacağımı söylemiştim. Web sitesini duyurduğumdan beri en çok gelen iki soru:
“Koçluk ve mentorluk arasındaki fark ne?” ve “Sen şimdi tam olarak ne yapacaksın?”
İlk soruyla başlayalım. Ben hayat için yol metaforunu kullanmayı çok severim. Bu yüzden de kendimi yolcu olarak tanımlarım. Şimdi bir örnek üzerinden gidelim. Diyelim ki eğitim hayatının başlarında bir öğrenci yolcumuz var. Yola çıkmış ama önünde bir sürü yol ayrımı var. Okul, meslek hatta belki ülke seçmesi lazım. Doğal olarak kendisi için en doğru kararı vermek istiyor. Çevresindeki herkes de ona yardım etmek için elinden geleni yapıyor. Herkes onun iyiliğini istiyor ama sorun şu ki herkes kendi doğrusunun sevdikleri için de doğru olduğuna inanır. Oysa her insan farklıdır ve seçmeleri gereken yol da kendilerine hastır. Annesi doktor, babası ise avukat olmanın onun için en doğru olduğuna inanabilir ama onun içinde bir sanatçı ruhu varsa bu iki meslekte de mutlu olamayacaktır.
Ben şanslı bir çocuktum. Benim annemle babam bana hep “Her ne istiyorsan onu seç ama seçtiğin işte iyi ol” dediler. Ben bunu biraz güncelleyerek şöyle diyorum “Her ne istiyorsan onu seç ama seçtiğin işi severek yap” Severek yapılan her iş başarıyı zaten getirir.
Konumuza geri dönecek olursak bu tarz seçimleri yaparken yargısız bir kişinin sizi dinlemesi ve size yol arkadaşlığı yapması çok önemli. Kendi doğrusunu değil de sizin doğrunuzu bulmanıza yardımcı olacak bir kişi olmalı bu. Bazen öyle seanslarım oldu ki ben öyle bir karar asla vermezdim. İsim vermeden kısaca bahsedeyim. ODTÜ’de ilk senesini okuyan bir yol arkadaşım ODTÜ’yü hiç sevmemişti ve aklı Tıp Fakültesi’nde kalmıştı. ODTÜ’de hazırlık okuyordu ve orada mı kalsın yoksa bırakıp tekrar sınava girip tıp mı okusun bir türlü karar veremiyordu. Ben ona tavsiye verecek olsam en azından bölümünde bir sene okuyup ODTÜ’ye şans vermesini tavsiye ederdim ama benim işim tavsiye vermek değil. Ben güçlü sorularla ve belli tekniklerle ona kendi doğrusunu bulma yolunda arkadaşlık ettim. Ve sonuçta ODTÜ’yü bıraktı. Tercihi bana göre doğru değildi ama bu onun yoluydu ve önemli olan onun mutluluğuydu. Nitekim sonuçta çok da mutlu oldu. ODTÜ’de kalsa belki de çok mutsuz bir öğrencilik geçirip mezun olduğunda da işini sevmeyecekti.
Gelelim koçlukla mentorluğun arasındaki farka. Her ikisi de kendi doğrunu bulmak üzerine yol arkadaşlığı ama aralarındaki temel fark mentorlukta ben o yolun çok benzerini önceden yürümüş oluyorum. Tabii ki yol arkadaşım da aynı seçimleri yapmak zorunda değil ama en azından bir patikayı takip etmiş birinin deneyimlerini dinleyerek o yolu seçerse nelerle karşılaşabileceği konusunda bir fikri oluyor. Koçlukta ise o yolu hiç bilmiyor olabilirim ama yine de koçluk teknikleri ve güçlü sorularla yol arkadaşımın olaya farklı pencerelerden bakmasını ve kendi doğrusunu bulmasını sağlamaya çalışabilirim. Umarım aralarındaki farkı açıklayabilmişimdir. Yine okurken aklına takılan bir soru olursa lütfen yazmaktan çekinme. Sorular en güçlü araçlarımızdır ve senin soruların sayesinde ben de bu yazıyı daha anlaşılabilir hale getirebilirim.
İkinci soruyu da aslında kısmen cevaplamış oldum. Kısaca tanımlarsak benim görevim yol arkadaşlığı, bir nevi co-pilot. Ama yolu seçecek olan sensin. Seçmekte zorlandığın zamanlarda ben senin kendi değerlerinle çelişmeyecek şekilde kendin için en doğrusunu seçmende yardımcı olmaya çalışacağım. Bu tabii ki sadece meslek seçimi değil. Ben örnek olarak onu seçtim. Bu yaşam yolunda karşılaştığın sana engel ya da zorluk gibi görünen her konuda sana yol arkadaşlığı yapabilirim. En yaygın olanları sınav stresi, topluluk önünde konuşma kaygısı, aile bireyleriyle iletişim sorunları… Tabii ki bambaşka konular da olabilir. Tek başına boğuşmak yerine seni yargısız dinleyecek, tavsiye vermektense senin kendi kararını almana yardım edecek bir yol arkadaşı ararsan ben buradayım.